Yıllarca kendinizi geliştirmeye çalıştınız, yıllarca planlar yaptınız, kitaplar okudunuz, videolar izlediniz. Yıllarca “Yıl başı gelsin, ay başı gelsin, pazartesi olsun başlayayım.” dediniz. “Bu sefer olacak!” dediniz. Yine olmadı. Saat saat plan yaptınız. “8’de kalkacağım, 9’da çalışmaya başlayacağım.” Fakat saat 09.02 olunca çalışma isteğiniz kaçtı. “10 olsun başlarım.” dediniz. Hiçbir zaman tam saatinde başlayamadınız. En sonda çıldırdınız. “Ben niye zamanı yönetemiyorum, zamanım yetmiyor, hemen akşam oluyor.” diye şikayet etmeye başlıyorsunuz. Nereden mi biliyorum. Çünkü aynı yollardan ben de geçtim. Yıllarca plan yaptım, her türlü yolu denedim. En güzel planı ve çalışma yöntemini nasıl yapabilirim diye diye araya araya bulmaya çalıştım. Sonunda kendime en güzel planı yaparak kendi kişisel sistemimi oturttum. Sizlere de bunlardan biraz bahsederek yol göstermeye çalışacağım.
Yalnız şunu söylemem gerekir: Benim sistemim size uymayabilir. Sadece benim değil, birçok kişinin çalışma sistemi ya da planları size uymayabilir. Çünkü ben farklıyım siz farklısınız. Ben yıllarca deneyerek arayarak buldum. Siz de en doğru şekilde böyle ilerleyebilirsiniz. Benim anlatacaklarım genel olarak birçok kişiye uyacak bir sistem fakat birkaç düzeltme ile kendinize uygun hale getirebilirsiniz.
Bizim en büyük sorunlarımızdan biri de zamanı yönetemiyor oluşumuz. Zaman 24 saat olmasına rağmen sanki size 10 saat diğerlerine 40 saat gibi. Gerçi zamanın kıymetini bilmeyenleri için gün 100 saat da olsa fark eden bir şey olmayacak da… Peki neden zaman yetmiyor, neden zamanı yönetemiyoruz? Bunun cevabını aramaya çalışalım. Zamanın teorik olmayan şekilde kendimce tanımını yapmak istiyorum öncelikle. Zaman, içinde sürüklendiğimiz bir sürekliliktir, akıştır. Yani zamanı bir okyanus olarak düşünebiliriz. Biz de o okyanusun içinde sürüklenip bir yerlere gidiyoruz. Şimdi soruyorum size. İçinde sürüklendiğimiz bir şeyi yönetmek mümkün mü? Ayrıca zamanın hakimi biz miyiz ki onu yönetebiliriz? Düz mantık bakınca zaman yönetimi deyince benim aklıma ‘zamanı ileri almak ya da geri almak ya da durdurmak ya da istediğim zaman istediğim şeyi yapabilmek’ geliyor. Geçmişte o kadar şey yaşadım ben. İmkanım olsa geri dönmek istediğim zamanlar var. Fakat zamanın hakimi değilim geri gidemiyorum.
“O halde zaman yönetimi diye bir şey yok.” diyebilirsiniz. Bu da değil. Zaman yönetimi diye bir şey var. Fakat bizim bildiğimiz gibi hakim olan bir yönetim değil. Demiştim ya zaman içinde sürüklendiğimiz bir okyanustur diye. Zaman yönetimi de o okyanusta sürüklenirken üstünde durduğumuz geminin adı. Yani bizi sürüklenmekten alıkoyan şey, bir araç. Biz bir şey yapsak da yapmasak da bir şekilde zaman geçiyor ve biz sürükleniyoruz. Zaman yönetimi dediğimiz gemi de biz giderken dümeni bir nebze kontrol edip gitmek istediğimiz yere gidebilmemizi sağlayan bir araç. Sanırsam zaman ve zaman yönetimi metaforunu anladık. Bundan sonra zaman yönetimi dediğimde bu şekilde anlarsanız daha doğru olacaktır. Şimdi gelelim teknik konulara.
Zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadığımız bir gerçek. Herkes için gün 24 saat. Kimsenin bizden daha çok ya da daha az zamanı yok. Önemli olan bu süreyi kullanabilmek. Size uykudan, plandan, beslenmeden bahsedeceğim fakat bu teknik konulardan daha önemli gördüğüm iki konu var. Birisini en sonda bahsedeceğim.
Geldiğimiz zamanda zihnimizi meşgul eden onlarca konu var. Çok fazla şeyle meşgulüz. Zihnimizi açıp baktığımızda gereksiz onlarca konu ile meşgulüz. Onu da yaparım bunu da yaparım kafasındayız. Fakat bizim böyle bir beynimiz yok. Zihninizde aynı anda onlarca konu açarsanız bir süre sonra hata verecektir. İnternet sekmesi gibi düşünün. Onlarca sekme açarsanız bir süre sonra bilgisayar yorulmaya ve hata vermeye başlayacaktır. Açık olan ve bilgisayarı meşgul eden sekmeleri kapatmak gerekir bu nedenle. Size çok güzel bir şeyden bahsedeyim. Ne işle uğraşıyorsan sadece o işe odaklan ve iyi bir şekilde o işi yap. Bu dediğim şey zaman yönetiminin yanında iş ahlakına örnektir. Bir iş yap ve o işi iyi yap!
Çok fazla şeyle meşgulüz. Gün içinde çok fazla uyarılıyoruz. Zihnimiz allak bullak. Odaklanamıyoruz, karar vermekte zorluk çekiyoruz. Doğal olarak zamanı da yönetemiyoruz. Bunun çözümü ne biliyor musunuz? Sadeleşmek. Alternatiflerimiz fazla olunca dağılma ihtimalimiz artıyor. Düşüncede, eşyada, hayatta sadeleşmek bizim işlerimize daha kolay ve sağlıklı odaklanmamızı sağlayacaktır. Gereksiz pencereleri kapat gerekli olanlara odaklan. Siz de rahat edin zihniniz de… (Minimalizm ile ilgili yazıyı okumak için tıklayınız.
O zaman gelelim teknik konulara. Zaman yönetiminin en önemli etkeni nedir biliyor musunuz? Uykudur. Uyku sağlıklı değilse kişi sağlıklı olamaz, kişi sağlıklı değilse güzel bir şekilde güne başlayamaz, güne güzel başlayamazsa zamanı yönetemez, zamanı yönetemezse işlerini yapamaz, işlerini yapamazsa hayatı aksar, hayatı aksarsa… Onu da siz devam ettirin 🙂
- Uyku ile ilgili bir yazı yazacağım ama kısaca anlatayım. Zamanında yatmak ve zamanında uyanmak. Bakın yine zaman dedim. Size en uygun zamanları uykuya ayırın ve uykudan feragat etmeyin. Güzel alınmış bir uyku gününüzü ve dolayısıyla hayatınızı olumlu anlamda etkileyecektir. Takipte kalınız ki uyku konusunu da beraber çözelim.
- Doğru ve zamanında beslenmek de zaman yönetimi için önemli. Nasıl mı? Geç saatte yenen ağır yemek uykunuzu etkileyecektir. Dolayısıyla az önce anlattığım şekilde zaman yönetiminizi de etkileyecektir.
- Tek bir işe odaklanın ve bir işi bitirince diğer bir işe başlayın. İşi bitirdikten son boş kalırsanız o boş vakitler çoğalır gider.
- Deadline belirleyin. Yani yapacağınız işin bir zaman aralığı olsun. Örneğin bu yazıyı yazmak için kendime gün sonuna kadar vakit verdim. “Amaan yarına sarkarsa o zaman yaparım” deseydim bu yazı belki de bugün değil de daha çook sonra sizin karşınızda olurdu.
- Eisenhower Matrisi. Benim kullandığım ve faydasını gördüğüm bir taktiktir bu. Aklımızda onlarca konu var demiştim ya. İşte bu kural o aklımızda olanları sınıflandırmamıza ve asıl yapmamız gereken işlere odaklanmamızı sağlıyor. Aşağıdaki resimde Notion üzerinden hazırladığım Eisenhower Matrisi şablonunu görebilirsiniz.
- Zamanlayıcı kullanın. Ne çalıştığınızı görmek açısından faydalı olacaktır.
- Alışkanlıklarınız olsun. Günlük rutin oluşturarak zihninizi günün yoğunluğuna alıştırabilirsiniz.
- Telefon kullanımına dikkat edin. İş halindeyken telefonu mümkün olduğunca kullanmamaya çalışın. İşiniz telefonda ise sadece işiniz için kullanın farklı yerlerde -mesela keşfet- takılmayın. 5 dakika dersiniz akşam olur sonra mazallah.
- Büyük işleri böl-parçala-yut tekniği ile halledebilirsiniz.
Bir konu vardı size yazının sonunda bahsedeceğim demiştim. Bu yazının ve konunun en önemli ve en etkili kısmı burası. Size zaman yönetimi taktiklerinden bahsettim, sadeleşmekten bahsettim, uykudan bahsettim. Bu bahsettiğim şeyler birazdan anlatacağım şeyle beraber olmazsa bu anlattıklarımı unutun. Çünkü size hiçbir faydası olmayacaktır. Hazır mısınız?
Yaşam amacı. Eğer bir yaşam amacınız yoksa ne uyku ne sadeleşmek ne zaman ne zaman yönetimi… Hiçbiri size fayda sağlamayacaktır. Aklımız çok karışık, daldan dala konuyoruz, odaklanamıyoruz dedim ya. İşte bunların olmasının sebebi herhangi bir yaşam amacımızın olmayışıdır. Yaşam amacı olmayan bir insanın sabah yataktan kalkması için bir nedeni olmaz veya bir plan yapıp zamanını ona göre kullanmayı dert edinmez. Aksine bir yaşam amacı olan insana da bu konuları anlatmama gerek kalmaz. Bir amaç uğruna yaşayan insanın uykusu düzenlidir. Planlarını amacına uygun düzenlemiştir. Zamanın kıymetini bilir, vaktini boşa harcamaz. Hedefi nettir. Daldan dala konmaz. Bir amacı olan insanın zamanı yönetememe gibi bir sorunu olduğunu düşünmüyorum.
Eğer kendinizde zaman yönetimi ile ilgili bir problem olduğunu düşünüyorsanız teknik konulardan önce yaşam amacınıza ve ona olan bağlılığınıza bir göz atın derim. Bu konuyu hallederseniz diğer teknik konular otomatik olarak düzelecektir.